باب
الظهار
34- Zihar
أخبرنا
الحسين بن
حريث المروزي
قال حدثنا الفضل
بن موسى عن
معمر عن الحكم
بن أبان عن
عكرمة عن بن
عباس أن رجلا
أتى النبي صلى
الله عليه وسلم
قد ظاهر من
امرأته فوقع
عليها فقال يا
رسول الله إني
ظاهرت من
امرأتي فوقعت
عليها قبل أن
أكفر قال وما
حملك على ذلك
يرحمك الله قال
رأيت خلخالها
في ضوء القمر
فقال لا
تقربها حتى
تفعل ما أمر
الله عز وجل
[-: 5622 :-] ibn
Abbas'ın bildirdiğine göre zihar yaptıktan sonra karısıyla ilişkiye giren bir adam
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e geldi ve: "Ya Resulallah! Karıma
zihar yaptım, ama kefaretini ödemeden onunla ilişkiye girdim" dedi.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Allah sana merhamet etsin!
Neden öyle yaptın?" diye sorunca adam: "Ay ışığında onu halhalını
(ayak bileziğini) gördüm ve dayanamadım" karşılığını verdi. Bunun üzerine
Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): 'Allah Teala'nın sana emrettiği
kefareti ifa etmedikçe ona yaklaşma!" buyurdu.
Mücteba: 6/167; Tuhfe:
6036.
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2223, 2225), İbn Mace (2065) ve Tirmizi (1199) rivayet etmişlerdir.
Sonraki ik hadiste
mürsel olarak gelecektir.
Zihar konusunda
İbnu'l- Esir, en-Nihayede şöyle der: Kişinin karısına: "Sen bana annemin
sırtı gibisin" demesidir. Cahiliye döneminde bu şekilde yapılan zihar,
boşama anlamına gelmekteydi. Daha sonraları kadından uzak durma anlamında
kullanılmaya başlanmıştır.
أخبرنا محمد
بن رافع
النيسابوري
قال حدثنا عبد
الرزاق قال
حدثنا معمر عن
الحكم بن أبان
عن عكرمة قال
تظاهر رجل من
امرأته
فأصابها قبل
أن يكفر فذكر
ذلك للنبي صلى
الله عليه
وسلم فقال له
النبي صلى
الله عليه
وسلم ما حملك
على ذلك قال
رحمك الله يا
رسول الله
رأيت خلخالها
أو ساقيها في
ضوء القمر
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم فاعتزلها
حتى تفعل ما
أمرك الله عز
وجل
[-: 5623 :-] İkrime
bildiriyor: Adamın biri zihar yaptıktan sonra keffaretini ödemeden karısıyla
ilişkiye girdi. Adam bunu Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e anlatınca Allah
Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ona: "Bunu neden yaptzn?" diye
sordu. Adam: "Ya Resulallah! Allah merhametini senden esirgemesin, karımın
halhalını (veya bacağını) ay ışığında gorunce dayanamadım" deyince, Allah
Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Allah Teala'nın sana emrettiği
keffareti ödeyene kadar ondan ayrı dur" buyurdu.
Mücteba: 6/167; Tuhfe:
6036.
Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2221, 2222) rivayet
etmiştir.
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم بن
راهويه قال
أنبأنا
المعتمر
وأنبأنا محمد
بن عبد الأعلى
الصنعاني قال
حدثنا
المعتمر قال
سمعت الحكم بن
أبان قال سمعت
عكرمة أن رجلا
قال يا رسول
الله إنه ظاهر
من امرأته ثم
غشيها قبل أن
يفعل ما عليه
قال ما حملك
على ذلك قال
يا نبي الله
رأيت بياض
ساقيها في
القمر قال نبي
الله صلى الله
عليه وسلم
فاعتزلها حتى
تقضي ما عليك
واللفظ
لإسحاق وقال
إسحاق في
حديثه فاعتزلها
حتى تقضي ما
عليك واللفظ
لمحمد قال أبو
عبد الرحمن
المرسل أولى
بالصواب من المسند
والله سبحانه
وتعالى أعلم
[-: 5624 :-] İkrime'nin
bildirdiğine göre adamın biri: "Ya Resulalıah! Zihar yapan ancak
keffaretini ödemeden karısıyla ilişkiye giren kişinin durumu nedir?"
deyince, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) adama: "Bunu neden
yaptın?" diye sordu. Adam: "Ay ışığında onun bacağının beyazlığını
gördüm ve dayanamadım" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Üzerine düşen keffareti ödeyene kadar ondan ayrı dur" buyurdu.
Mücteba: 6/167; Tuhfe:
6036.
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم بن
إبراهيم قال
أنبأنا جرير
عن الأعمش عن
تميم بن سلمة
عن عروة عن
عائشة أنها
قالت الحمد
لله الذي وسع
سمعه الأصوات
لقد جاءت خولة
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم تشكو
زوجها فكان
يخفى علي
كلامها فأنزل
الله عز وجل {
قد سمع الله
قول التي
تجادلك في
زوجها وتشتكي
إلى الله
والله يسمع
تحاوركما }
الآية
[-: 5625 :-] Hz. Aişe
bildiriyor: Bütün sesleri işiten Allah Teala'ya hamdolsun! Havle, kocasını
şikayet etmek üzere Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e geldi. Ne
konuştuklarını ben duyamıyordum. Bunun üzerine Allah Teala şu ayeti indirdi: "Kocası
hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah
işitmiştir. Allah, sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir,
bilendir." (Mücadele 1)
11506. hadiste tekrar
gelecektir. - Mücteba: 6/168; Tuhfe: 16332.
Diğer tahric: Hadis
İbn Mace (188, 2063) ve Ahmed, Müsned (24195) rivayet etmişlerdir.